About the Book
Gelismisligin cikarsamalarinda ilk akla gelen olcut, medenî olarak ilerleme kaydettigini iddiâ eden, disavurumcu insanlar toplulugunun bencil yapilasmasindan gecmektedir. Arastirmalar sonucunda elde edilebilen, gorsel, isitsel, yazili, arsiv v.b tum veriler dogrultusunda aydinlatilmis gercekler dunyâsi mevcuttur. Asalak olarak hayata tutunmaya calisan, oz bireyci katmanlarin en altina indirgenmis in-san sayilan varliklarin, niteliksel ozelliklerle caga tutunmasi imkânsizdir. "En cok ben kazanayim." soyleminden yola cikarak, rahatlik ve konforun adresinde bulusan simbiyoz yasantilarin; cagdisi kalmis, kendi dusuncesi hâricindekileri yok sayan, cok katmanli yuzeysel dunyâsinda gezinmenin verdigi ferahlik, bircok insani cezbederek, sekilsiz yasanti portrelerini bilfiil olusturmustur. Dusunceleri ve mevcûdiyeti cimento ile kaplanan nesillerin, zenginlik saltanatina ayak bagi olmasindan korkan erkin, katmerli yaptirimlari bulunmaktadir. Dissiz kalmis medeniyetin, cikarsamalarla dolu cikarci dunyâsinda, kendine en ufak bir yer edinimini basari sayan birey, yasanti dunyâsinin gercek yuzeyine ulastigi icin mutlu olmali midir? Gorulen ve gosterilen, verilen, yaptirilan tum edimlerin ve edinimlerin, dogrultusunda, bireyin cikarci sistem adamlari ile yaptigi yolculuga dikkat etmesi gerekir. Rituel hâline gelmis, paradoksal dongude her dâim basladigi yerden farkli bir sona ulasmasi gereken yolculugu yapan bireyin de, beklentisi bu olan macerâsinda, uzuntu ve yenilgi verici sonucun, ayni sekilde ikinci, ucuncu defa gerceklesmesi ve cogu insanin, bunun farkindaliginda olmayisinin verdigi bocalamayla gecen omrunun câresizliginde cirpinmasi ve bogulmasi an meselesidir. Yaptirimlar yaptirimlari, bilgisizlik ve câhillik yeni olusumlari tetikleyecektir. Onemli olan her insanin aslinda bir paradoks denkleminde, paradoks yolunda oldugunu bilmesi ve basladigi noktaya geldiginde, nasil bir duzenin icerisinde rituel yaptiginin farkinda olmasi gerekmektedir. Nazîre davranislari, sistem icerisinde en azindan denemek, ayni dusuncede bulunan insanlari bir araya getirmek sarttir. Ulusal bilincin her dâim uyanik tutulmasi, paradokslarla savasin en mukemmel orneklerinden birini olusturacaktir. Insanin kat ettigi yol da, bu sâyede dunden kopusun degil, yarinin guvence altina alinmasini tetikleyecektir. Yarini guvence altina alinan bireyler de; kof, mesnetsiz, yalan ve riyâkarliga dayali sistemleri cokertme ve kendi hastalikli sistemlerini dayatmaya calisan cogunlugun, katmerli ezici ustunlugu altinda direnis gostermenin, mutlak gayreti icerisinde olacaktir. Insanin yahut insanligin bu eylemi gerceklestirmeye calismasini, en azindan denemesini diliyorum. NÂIM ONUR TEZMEN, 2013 MUSTAFA VE AYSE Mustafa'ya gore; canlilarin, kompleks yasam sureci icerisinde, kabullenebilir davranis grafigini topluma uydurmak ve o uyumu devam ettirme gorevi, bireysel sorumluluk gerektirmekteydi. Toplum icerisindeki statusunu belirleyen birtakim rolleri ustlenen bireyin, davranis biliminde girecegi rollerin karmasasina kapilmadan, gerekli ve olculu davranis, sosyal bilim dogrulugu veyâ bu dogruluga en yakin olmayi gerektiren tum birlesimler; bireyin ozunu, karakterini ve bilissel zekâsini olusturmaktaydi. En azindan Mustafa'nin dusunceleri isiginda, aklini yordugu; bilgi, kultur, gelenek ve gorenek birikimi ile aciklamasi buydu. Varolusunun aksine, ayni yonde kurek cekmesine bagli olan yasamsal uzamda, kendi dogruluk payini olusturmasi ve bu payi, cevresindeki insanlara sunmasi, ona zevkli bir husû veriyordu. Mustafa'ya gore bilgelik, kazanilan tecrubelerle birlikte, birikimlerin, paralel veyâ ayni duzlem icerisinde hareket ettirebilmenin yoluydu. Bundan cikaracak ders de, birine bir dogruyu empoze etmeden, iknâ kâbiliyetini, kisinin benzer birlesimlerinde ivme kazanan araclar gibi hazirlamak ve varisa ondan once vararak, kendi dogrusunun en yakin bilesenine, karsisindaki insani cekebilmekti.